Yedi yaşımdaydım. Gri akşamüstleri olan bir kentin ayak parmaklarını donduran soğuğunda en çok özlediğim babamdı. Gelmeyeceğini anlayınca üşüyen hayallerimi de alıp eve dönerdim.
Denizlerin atlaslardaki gibi mavi olmadığını anladığımda sekiz yaşımdaydım. O gün, düşlerimdeki bütün mavileri açığa aldım. “Ne bekliyordun ulan eşşoğlueşşek” olmuştu babamın tesellisi..
Ve şimdi.. Ne kadar zaman geçtiğini saymıyorum artık. Çünkü ben hep; bırakıp gittiğin yaşta kaldım. Denizlerin saydamlığını, babamın bazen gelemeyebileceğini, düşlerimdeki renksizliği anladım da, bu yaşıma geldim yokluğunla nasıl başa çıkmalıyım, işte onu anlamadım.
Ama biliyorum, geçecek birgün. Kaç bin yıl kaldı şunun şurasında seni unutmama ?