Hatırlayamıyorum ki…
Bazen bir büyüyor bir küçülüyorsun
Soğuk bir ipte, bir yerde asılı
Yalnızca zamanı kaydeden bir boşluğa öylece takılısın
Parmakları hareket etmeden yazanların gölgesinde kalarak
Dolanıp süzülüp rüyalarımda
Bir yok oluyor bir görünüyorsun
Dün yanacak ve ardındaki küllere yarın için muhtaç kalacaksak
Nefes almayı unutacak esnemeye doyamayacaksın
Alın çizgin belirgin, gamzelerin çukur, bunları sindiremeyen bir gençlik benimkisi
Nasıl benden daha acımasız olabilirdi derinlerde kalarak gözlerin
Senin sınavın karanlık, gözlerindeki bulutlar yaşlı
İçeride kalan bütün dilekleri pusuda,
Gündelik emelleri sahipsiz ve terk edilmiş
O güzel yanak çukuruna ancak sığan hayatın
Ve alnının çizgilerinden kısa olan yolunla
Gözlerin velfecri
Aklından geçen tilkilerin gittiği karanlık mezarlıkların
Mezarı kalsın, karanlığını almak istersin ama bu seni korkutur
Alfaben nameli, duramaz ki öğrenen yerinde
Anlayamazlar…
Hak veriyorum evcil bir güvercin gibi yeniden dönerken hanene
İç geçirmelerin uzun, dünyan; içinde
Tam bulunduğun yerde gülüyorsun ya geçmişine
Geleceğine emanet satırların
Sanki kanatları var insanların uçmak için değil konmak için kabartılan kolluklar
Giyinmeyi beceremedin hiçbir zaman köşede kalmış hayatını
Sen hep asılı kaldın