Beni anlamayın!beni öldürdünüz zaten…yorgunluğumu gizlediniz kendimden.yaşamımı kirlettiniz tertemiz evlerinizde…hayat var dediniz hayat yoktu, korkuydu kaçmaktı her yerden..
Nefes almak gibiydi artık bunalmak, bulanmak…tasvirler yaratmak, kaybolmaktı anlatılan kalbur üstü mekanların, yarınını umursamayan kütlesel boşluklarındaki cümlesel yalnızlıklarında.oysa zaten hiç bir tümce yetmezdi büyük bir cilt dolusu tanrı’nın huzurunu anlatmaya ki yetmedi de yetinmeyen kalabalığın arayışlarını karşılamaya…
Şimdi tüm boşluklar dolmayı beklerken farkettiler tamamlanamayacaklarını…bedenlerini saçtılar ortalığa…yeni vücutlarla yalnızlığı yaşadılar daha da derinden.ölmediler hiç bir zaman yaşamamak için.hayaletlerini saldılar şehire gece yarıları…korkuttular, yordular, yoruldular, yaraladılar…ölümsüzlerdi artık…zamanı gelince son buldular…
“ephesues”
DEĞİL Mİ..
HİÇ ARAR MI İNAN KENDİ KENDİNİ.