Sonun Devamı

Uğultusu çok uzaklardan geliyor, sen de bin yıl bense koca bir karadelik. Hep hızına yetişemediğim kaçıp giden  o ilginç tabelada yoruluyor gözlerim. Belki de bakmaktan sıkıldığımdan göz tembelliği oluştu, kim bilir?

“bu da bir yorgunluk”

Kıyamet kopsa yerinden oynamayacak günahlar biriktirdim, her gün hesabını yapıyorum cennetin yolunu bulamıyorum. Bu yol gözlerin olur bu yol ellerin olur, bu yol izlerin olur. Bu yol her şey olur. Gayri meşhur muhabbetlerde dillendirilmesi büyük azap veren hikayeler de biriktirdim mesela anlatılması için haklı ölümlerin gerçekleşmesi gereken hikayeler. Bunların hepsi bin yıllık mesafeden uğulduyor kulaklarıma burnuma, dalağıma. Kıyametin koptuğu yerden konuşuyorum, burada olup biten her şeyin aleyhime işleneceği söylenmekte.

Ben oturmuş yine hesap yapıyorum ve yine bir yolunu bulamıyorum.

Gazoz Kapaklı Şiir

Rayların üzerine bıraktığım
Gazoz kapaklarını
Dümdüz ederken
İçimden geçen trenler,
Vagonlar dizlerini alıp
Başımın altından
Nereye gittiler ?

Canımın yanmışlığı varsa da
İçinden senin
İnmediğin vagonlarda,
Beni boşver.
Dizlerin olmasa da
Başımı soğuk bir tren rayında
Unutmuşluğum var.
Beni Öldür!
İçinden geçmiyorsam
Eskisi kadar,
Sabahları içtiğin
İlk kahve kadar özlenmiyorsam
Ve artık cebinde taşımıyorsan
Yazdığım hikayeyi..

Olsun
Benim sana
Gazoz kapaklarından
Bu şiiri yazmışlığım var.. .